Marmaris'te Villa Kiralama

image
image

Marmaris'te Villa Kiralama

Tatil yapmak artık yaz kış çok fark etmiyor çünkü günümüzün şartları ve yoğun iş hayatı bizi her fırsatta şehir dışına çıkmaya ve bir yerlere gitmeye zorluyor. Yoğun iş hayatından sıkılıp tatil yapmak istiyorsanız ve tatilinizi ev konforunda yapmak istiyorsanız Marmaris kiralık villalarımız tamda size hitap ediyor.,

Marmaris Coğrafi konumu nedeniyle Akdeniz ve Ege Denizinin kavuştuğu yerde, önemli bir liman ve sahil kentidir. Bu nedenle ilk çağdan günümüze kadar Ege ve Akdeniz arasında önemli bir geçiş noktası olmuştur. Gerek Marmaris’in gerekse çevresinin kıyı yapısının çok girintili çıkıntılı olması, iyi korunmuş koyları ve limanları bulunması bu bölgenin Asya, Avrupa ve Afrika arasında önemli bir bağlantı noktası olmasını sağlamıştır. 

Peki Marmaris'te Villanızı kiraladıktan sonra ne yapabilirsiniz;

Boncuk Koyu
Çamlı Köyü’nden devam eden yol 9 km sonra Boncuk’a ulaşır. Boncuk çevrenin çok sevilen koylarından biridir. Suyu berrak ve dinlendiricidir. Sahilde düzenli dikilmiş palmiye ağaçları olan bir dinlenme tesisi bulunmaktadır. Yalnızlık ve sükunet arayanlar ve kayalık yerde yüzmeyi sevenler için çok elverişli bir koy. Tesisin hemen yanında bulunan küçük bir antik kalıntı tarih meraklıları için ilgi çekici. 
Boncuk koyu ile Karaburun arasındaki bölge, kumsal köpekbalıkları (sandbar sharks) olarak tanımlanan ve boyları 2 metreye ulaşabilen köpekbalıklarının Akdeniz’de bilinen ve gözlem yapılabilen tek üreme sahası. İzlemek ve görüntülemek için özellikle Mayıs-Haziran aylarında koyda dalış turları yapılabilir.

Sedir Adası - Kedrai
Sedir Adası, antik Kedrai kenti ve ünlü Kleopatra Plajı ile tanınıyor. Adaya Çamlık iskelesinden düzenli tekne seferleri var. Günün hemen her saati doldukça kalkıyorlar. Dönüş te aynı şekilde. Altın sarısı kumlu plajı, sığ denizi ile özellikle çocuklu aileler için çok uygun. Ada, deniz sefası yanında, keyifli bir keşif turu için de her şeye sahip.  
Kalıntıları Ada’nın hemen tamamına dağılmış olan Kedrai bir Karia kenti olarak kurulmuş, Ssonra Rodos devletine bağlanmış. 
Kedrai ‘‘sedirler’’ anlamına geliyor. Özellikle gemi omurgası yapımında kullanılan dayanıklı bir ağaç olan sedirin adada varlığı bilinmemesine karşın, eski Yunanca’daki anlamı budur. Rodos Karşıyakası’nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Kedrai, surlarla kuşatılmıştı. Kule ve duvarları kıyıda izelenebilen kentin orta kesiminde Dor düzeninde Apollon Tapınağı bulunur. Tapınaktan bugüne ancak temelleri ulaşabilmiş. 
Agora, çeşitli yapı kalıntıları ve kent nekropolisinin yanısıra, adanın doğu kesiminde yüzü kuzeye bakan ve oldukça iyi durumda tiyatrosu vardır. Knidos gibi büyük kentleşmeleri saymazsak, Rodos karşıyakası olarak adlandırılan Marmaris-Bozburun yöresinde, ilkçağ yerleşimlerinin ancak üçünde tiyatro görülür.

Atina ile Isparta arasında süren Peloponnessos Savaşları sırasında kente, İÖ 405 yılında, Atina yandaşı olması yüzünden saldıran Ispartalı General Lysander, adayı elegeçirmiş ve halkını köleleştirmiştir. Tarihçi Ksenophon bu olayı ayrıntıları ile bildirirken bir yandan da ada halkının yarı barbar olduğunu söyler.

Karacasöğüt’te: Şelale, mağara ve antik yerleşimler...
Marmaris-Muğla yolunun 11. km’sindeki Karacasöğüt yol ayrımından sapıp çamlar arasında uzanan yol izlendiğinde eşsiz Gökova sahillerine ulaşılıyor. 
Karacasöğüt limanı mavi yolculuk teknelerinin önemli uğrak yerlerinden biri. Önceki yıllarda meydana gelen ve geniş bir alanı tahrip eden yangının izlerine rağmen hala gözde. 
Karacasöğüt Şelalesi ve  Karacain Mağarası için Karacasöğüt’ten Okluk koyuna giderken 2-3 km sonra sağa ayrılmak gerekiyor. Tabela olmadığı için yöredeki köylülere sorun. Şelale 25 m’den dökülüyor. Altında doğal havuzu var. 
Somalıkaya Düdeni ve Suçıktı mağarası adlarıyla iki bölümlü mağaranın Somalıkaya Düdeninin ana giriş noktalarından biri de burada. Mağaraya inişte yanınızda şişme bot olmalı. Galerilerde ancak botla ilerlemek mümkün. Bu bölüm 421 metre uzunluk ve 15.5 metre derinliğe sahip. Mağaranın 342 m’lik bölümü aktif ve 2 gölü barındırıyor. Amatör gezginler mağaraya rehber eşliğinde girmeli ve 10 metreden fazla da uzaklaşılmamalı. 
Somalıkaya Düdeninin 1 km batısında yer alan Suçıktı Mağarasının ise ancak 1 km uzunluktaki bölümü keşfedilebilmiş mağaracılar tarafından. Mağara ve şelalenin bulunduğu alan SİT alanı ilan edilmiş. Turizme açılmasına yönelik çalışmalar da sürüyor. 
Karacasöğüt köyünün yaklaşık 2 km güneydoğusunda Altınsivrisi Tepesinde Euthena antik kent kalıntıları var. Denizden yüksekliği 700 metre olan tepeye çıkmayı göze alanların Karacasöğüt köyü Ovacık mahallesine gelmeleri, dar ve dik patikayı izleyerek tırmanmaları gerekiyor. Çevreyi bilmeyenler patika için köylülerden yardım istemeli. Tepeye yaklaştıkça kent nekropolisi, biraz yukarılarda çeşitli sur kalıntıları, kaya mezarları ve sarnıçlarla karşılaşılacaktır. Tepede ise antik dönem tapınağı kalıntıları yanında orman gözetleme görevlisinin kulübesi vardır. Şansınız varsa bir yorgunluk çayı sizi bekliyor olabilir. 
Euthena’nın antik dönemde Rodos’a bağlı bir kentcik olduğu tahmin ediliyor.
Karacasöğüt yakınlarında bir başka antik kent daha var. Amnistos antik kenti kalıntıları köyün yakınındaki bir burun üzerinde. Kentten bugüne sur kalıntıları, deniz kıyısında eski liman duvarı ulaşmış.

Gökova Körfezinde Karadan "Mavi Yolculuk"
Gökova Körfezi, mavi yolculuğun en çok tercih edilen güzergahıdır. Bu güzergahın en keyifli koyları da Karacasöğüt ile Bördübet Koyu arasında uzanır. Bu koylar sırasıyla Karacasöğüt, Okluk Koyu (Cumhurbaşkanı Özal zamanında yapılan yazlık konutun bulunduğu koy girişi halka kapalıdır), İngiliz limanı, Löngöz, Yedi Adalar, Gücük Limanı ve Bördübet Koyu’dur. Bu koylar arasında irili ufaklı başka koylar da vardır ama ulaşım yoktur. Aracınızın altı alçak değilse ya da arazi aracınız varsa bu toprak yol boyunca ilerlemeyi deneyin. Marmaris’te jeep safari turları düzenleyen seyahat acentalarının güzergahlarından biri de bu koyları birbirine bağlayan toprak yoldur.
 İngiliz limanı durak noktalarınızdan biridir ve kıyıya kadar inen çam ağaçlarının arasında saklanmış dünya güzeli bir koydur. Ünlü deniz gezgini Sadun Boro’nun bu muhteşem doğal güzelliğin korunması için yazdıklarını orada okuyacaksınız. 
İngiliz Limanı’nda teknelere servis veren lokantalar bulunuyor.
Teknelerin en çok ilgi gösterdikleri koylar arasında bulunan Löngöz de çadır kurup kamp yapmak için elverişlidir. Koydaki restoranda yaprak sarma, salata, patates tava, odun ateşinde balık ve soğuk meşrubat ısmarlayabilirsiniz. 
Yediadalar’da ise kamp imkanı var ama burada yemek yeme imkanı yok. Eğer zamanıysa frenk incirinin tadına bakılabilir. Ayın Koyunda canlı balık, ızgara çeşitlerini denemeniz öneriliyor. 
Bördübet Koyu’nda Amazon Kamping son durağınız. Ondan sonra ya aynı yoldan geri dönecek, ya da Marmaris-Datça yoluna çıkacaksınız.

Marmaris çevresi: Turunç
Turunç’a otobüsle veya kendi aracınızla karayoluyla gidiyorsanız çamlar arasında uzanan virajlı bir yoldan geçeceksiniz. İçmeler’i geçtikten sonra tırmanış başlıyor. Eğer sürücü koltuğundaysanız çevrenin ve Marmaris Körfezi’nin güzelliğine dalıp gitmeyin, virajlara dikkat edin. 20 km’lik asfalt yolu ralli meraklısı değilseniz yarım saatte alabilirsiniz. Ama isterseniz deniz yoluyla gidin, 15 millik bir yol. 
Nasıl giderseniz gidin ama Turunç’a mutlaka gidin. Marmaris’te konaklıyorsanız bir gününüzü ayırıp, Marmaris’in büyük kenti unutturmayan ortamından çıkın. Yokuşlar, inişler, virajlar ve hep yanıbaşınızda olan çamlar arasından giderken ansızın karşınıza çıkıverecek Turunç. Aşağıda sanki mavinin özel bir tonuyla boyanmış gibi bir deniz. Çivit mavisi, cam mavisi, gökyüzünün denize düşmüş mavisi, mavinin her tonu denizde. 
Etrafı çamlarla süslü yüksek tepelerle çevrili, tepelerden bir serinlik düşüyor sahile, güneş her zaman parlak ama bunaltıcı değil. Narlar, dutlar, incirler, erikler, keçiboynuzları ve tabii turunçlar... Turunç Belediyesi Turunç’a adını veren ve son yıllarda azalan turunç ağacı sayısını artırmak için yeni dikimler yapıyor.  Ayrıca çevreye renk katan sardunyalar, zakkumlar, begonviller her yerde. 
Turunç, mavi yolculuğa çıkan teknelerin vazgeçilmez uğraklarından birisidir. Akşam olunca koyda demirlemiş teknelerden, sahildeki lokantalardan şarkılar yükselir. Ha, unutmadan, Turunç koyunda da Marmaris ve İçmeler’de olduğu gibi "Mavi Bayrak" dalgalanıyor. Mavi Bayrak suyu, kumu ve çevresi temiz, yatlar için gerekli altyapıya sahip koylara, uluslararası bir örgüt tarafından çekiliyor. 
Turunç’ta denizin ve güneşin dışında seçenekler de var. Doğa yürüyüşü yapmak, jeep safari turlarına katılmak isteyenler elverişli güzergahlar bulacaklardır. Yürüyüş için Palamut Tepesi patikası ve yol olmadan önce Turunç ile İçmeler’i bağlayan 3-4 saatlik manzaralı yürüyüş yolu değerlendirilebilir. 
Su, dalmak ve sualtı yaşamını izlemek için oldukça berrak. Kayalıklar, sualtı mağaraları açısından da zengin. 
Su sporları için koyda hizmet veren işletmeciler var. Gürültü kirliliğine önlemek amacıyla yalnızca motorsuz su sporlarına izin veriliyor. İhtiyacınız olan her türlü malzemeyi kiralayabilirsiniz, isterseniz eğitim de veriyorlar.
Çevre koylara yapılan günübirlik tekne turlarına katılabilirsiniz. Gezide Kumlubük, Çiftlik, Gebekse gibi koy ve plajlara uğranıyor.  Uzun süreli günübirlik tekne turlarıyla Dalyan, İztuzu kumsalına kadar gidilebiliyor. Özel tekne kiralayıp kendi gezinizi kendiniz de planlayabilirsiniz. Koyda balık avcılığı da yapılabiliyor. Özellikle Ekim-Nisan döneminde bol balık olduğunu not edelim.

Kumlubük
Kumlubük güzel kumsalı ve plajı yanında balıkçı lokantaları ile ünlüdür. 
Bölgenin en iyi deniz mahsullerinin bulunduğu ve kıvamında pişirilip servis yapıldığı Kumlubük’e Turunç’tan karayolu da var. Manzara etkileyici. Kumlubük sahili ve tepeleri, doğa yürüyüşleri ve ekoturlar için en iyi parkurlara sahiptir. Yazın sıcağında da olur ama en iyisi diğer mevsimlerdir bu yürüyüşler için. Kumlubük sahilinden güneydoğu yönüne yürüyüşte karşılaşılan mağara herkesi şaşırtır. Bu mağaranın 5 bin yıl önce ilk yerleşime sahne olmuş olduğu sanılmaktadır. Girişi 4 metre kadardır. İçerde galeriler, sarkıtlar ve dikitler bulunur. Yeni keşfedildiğinden henüz bilimsel bir araştırma yapılmamıştır. Tıpkı Cennet Adası mağarasında olduğu gibi.

Kumlubük ya da Turunç’ta bir sabahınızı ya da akşam üzerini de Amos antik kentine yapacağınız yürüyüşe ayırın. Turunç’tan yürüyerek 1 saatte, Kumlubük’ten ise yarım saatte ulaşabileceğiniz Amos, antik çağın önemli kentlerinden biriydi ama günümüze çok fazla şey kalmadı. Hisarburnu diye bilinen ve bir yanında küçük çakıllı bir koy, diğer yanında Kumlubük sahilinin uzandığı  tepedeki dar ve uzun düzlükte tiyatro ve kent surlarını görebilirsiniz. 
Kentin nekropolisi ise kuzeydeki küçük koyun yamaçlarına doğru yayılmıştır.  Ama kalıntılardan çok  ayağınızın altında gözalabildiğine uzanan manzaradan etkileneceksiniz.

Marmaris’ten Bozburun’a
Marmaris’in çevresine ayırdığınız bir başka gün, Marmaris’in güneybatısına, Bozburun’a doğru bir gezi yapabilirsiniz. 
Durak noktalarınız, isteğe göre, Bayırköy, Çiftlik, Orhaniye, Selimiye, Bozburun ve Söğüt olabilir.  
Bayır dışında hepsine denizden tekneyle de gidilebiliyor. Ama denizden yolculuk için en az üç gün ayırmalısınız.  
Karayoluyla, Orhaniye, Selimiye ve Bozburun’a Datça yoluna girerek ve Hisarönü yön levhasını izleyerek de gidilebiliyor. Böyle yaparsanız Hisarönü’nü de katmalısınız turunuza. Ama biz Bayır üzerinden gitmeyi tercih edeceğiz. 
Marmaris’ten çıkıp İçmeler’i geçiyor ve Turunç yoluna giriyoruz. Dar asfalt yol bir süre keskin virajlarla tırmanıyor. Kısa bir düzlük ardından Turunç yolundan ayrılıyor ve Bozburun’a yöneliyor. Çam ormanının serinliğinde küçük yerleşimlerin arasından geçip yaklaşık yarım saat sonra Bayır’a ulaşılıyor.

Orhaniye, Kızkumu 
Orhaniye Turgut’tan sadece 2,5 km uzaklıkta. Turgut’tan sonra yol ikiye ayrılıyor. Orhaniye için sağa, Selimiye için sola devam etmek gerekiyor. 
Hisarönü körfezinin kıyısındaki en önemli turizm merkezlerinden biri Orhaniye’dir. Hisarönü körfezine gelen yatlar Orhaniye’de mutlaka gecelerler. 
Orhaniye’de deniz her zaman çarşaf gibidir. Çevresindeki çam ormanının rengi suya vurmuş, deniz sadece buraya özgü bir renge sahip olmuştur. Çevre o kadar sakindir ki, kendinizi suya bıraktığınızda yüzerken çıkardığınız sesten başka bir şey duymazsınız. 
Bu arada denizin ortasında yürüyen insanlar dikkatinizi çekecek. Şaşıracaksınız. Kumul hareketleri sonucunda karadan başlayıp koyu ikiye bölen bir sığlık oluşmuş. Yaklaşık 600 metrelik şeride Kızkumu deniyor. Bir de efsanesi var. "Sevgilisine ulaşmak isteyen kız eteğine kum koymuş ve  denizi doldurarak ilerlemiş.  Ama kum yetmemiş ve kızcağız  denizin ortasındaki bu patikanın sonunda boğulmuş." 
Koyun ortasında bir ada ve adanın tepesinde de kale kalıntıları var.  Kalenin bölgede kurulu Bybassos antik kentine ait olduğu sanılıyor. Kayık tutarak adaya, patika yolu izleyerek tepedeki kale kalıntılarına kadar çıkabilirsiniz. Manzara harikadır. Yorgunluğunuza değecek. 
Kaleye Turgut Köyü’ndeki şelaleden kemerler ve su altına döşedikleri borular aracılığıyla su getirmiş Bybassos’lular. Birleşik kaplar kuralından yararlanmışlar. 
Orhaniye’den Hisarönü körfezine tekne turu da düzenleniyor. Selimiye, Hisarönü ve İnbükü gibi koylar ve Dişlice adasında mola veriliyor. Öğle yemeği dahil tur akşama kadar sürüyor. Hisarönü körfezindeki Dişlice Adası, küçük kanyonları ve kaya yapısıyla ilgi çekiyor. 
Orhaniye Koyu girişinde, Keçibükü mevkiinde bulunan ve yatların yaz kış konakladıkları ve bakımlarının yapıldığı Martı Marina ve Otel tesislerinin yanında manastır kalıntıları var. Bahçesindeki mozaikler görmeye değer.  
Orhaniye’den Hisarönü’ne ve Marmaris-Datça yoluna çıkmak da mümkün. Orhaniye-Hisarönü arası sadece 3.5 km. Yol geniş ve asfalt.
Orhaniye’de konaklamak isteyenler, mütevazı işletmelerinin yanısıra, butik otel tarzı iddialı konaklama tesislerinde de kalabilir.

Selimiye 
Orhaniye’den kıyıyı izleyerek Bozburun’a yöneliyoruz. Yol geniş ve asfalt. Orhaniye’den 10, Turgut ayrımından 7 km sonra Selimiye’deyiz. Selimiye de Bodrum-Marmaris arasında seyreden mavi yolculuk teknelerinin uğrak yerlerinden biri. 
Köy yeşillikler içinde. Deniz suyu temiz ve genellikle durgun ama öyle aman aman bir kumsalı yok. İskele kenarında toplanmış küçük ama kaliteli lokantalar teknelere ve çevreden gelenlere hizmet veriyor. Menülerinde o gün tutulmuş taze balık var. Sonsuz bir sükunet hakim çevreye. Kalabalıktan uzak tatil yapmak isteyenlere duyurulur. 
Selimiye çevresinde tarihi kalıntılara da rastlanıyor. Antik adı Hydas olan Selimiye çevresinde üç kale kalıntısı var. Biri Selimiye’nin en yüksek tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, sonuncusu ise Kızılköy Mahallesi’ndeki Aşarkale. Koyun güneydoğu tepelerindeki Helenistik dönem sur kalıntıları ziyaret ediliyor. Kıyıdan 100 metre açıkta Selimiye’ye yaklaşan teknelere yol göstermek amacıyla inşa edilmiş gözetleme burcu, deniz feneri, manastır ve tiyatro kentin görülmeye değer diğer kalıntıları. Bölgedeki batıklardan çıkarılan kalıntılar ise Bodrum Sualtı Müzesi’nde sergileniyor. 
Fırtınalı havalarda teknelerin sığındığı doğal liman olan Selimiye Koyu’nda plaj arıyorsanız eğer, 2 km ötedeki pırıl pırıl kumlu "sığ liman"a gidebilirsiniz. 
Konaklamak için otel ve pansiyonlar var. 
Ne yenir?
Selimiye’de yatların demirledikleri iskele çevresinde çok sayıda lokanta var. 
Balık bol. Türüne göre ister ızgara, isterseniz buğlama yapılıyor. Has zeytinyağı ve defne yaprağı buğulamaya ayrı bir tat katıyor. Kabak çiçeği dolması, Güney Ege’nin spesiyalitesi.

Kamelya ve Dişlice Adalarına tekne turu
Selimiye’den çevre koylara ve adalara günübirlik tekne turları da yapılıyor. Tıpkı Orhaniye’den olduğu gibi. 45 dakikalık yolculukta  ilk durak Kamelya adası. Sahilde, kolaylıkla tırmanılabilecek yükseklikte bir manastır var. Siyah, beyaz, gri deniz taşlarından döşenerek yapılmış mozaik manastır tabanını süslüyor. 
Bir diğer uğrak yeri ise, Orhaniye’den çıkış yapan teknelerin de uğradığı Dişlice adası. Ada, anıtlaşmış  volkanik kaya görüntülerine sahip. Kayalar o kadar girintili çıkıntılı ki, beraber olmak amacıyla yer arayan aşıklara çok sayıda uygun köşe bulunduğu için "aşk adası" da deniyor. Adanın Bencik Koyu’na bakan arka yüzü ise minik plajlara sahip.

Bozburun
Bozburun’u, daha çok yatçılar tanıyor.  Turizm bakımından bölgenin en bakir yerlerinden biridir. Sakin bir tatil isteyenlere önerilir. Büyük tesisler yok. Küçük ama kaliteli tesisler bulabilirsiniz. 
Kent merkezi Sömbeki körfezinin koylarından birinde yer alır. Çevre, Marmaris’in diğer bölgelerine göre alışılmadık ölçüde çıplaktır. Küçük otelleri, pansiyonları, iyi balıkçı lokantaları vardır. En iyi guletlerin burada yapıldığını söylüyorlar. Çevresinde tekneyle ulaşılabilecek çok sayıda sakin koy bulunmaktadır. (Ayrıntı için Mavi yolculuk sayfalarına bakınız)
Bozburun limanından, çevredeki koy ve adacıklara tekne turları yapılır. Bozburun yakınlarında Asar Tepesi üzerinde Larymna yerleşiminin pek önemli olmayan kalıntıları bulunur. Tepeye çıkış yaklaşık 45 dakika sürer. Sur parçaları, mezar kalıntıları çevreye dağılmıştır. Tepeden Bozburun güzel görünür.

Bozburun’un tekne ustaları
Bozburun, ahşap gulet tipi teknelerin yapım yeri. Çok sayıda atölye var, tekne yapılan. Guletin ustaları da burada. Babadan oğula bir meslek olarak yaygınlaşmış gulet yapımcılığı. Talep büyüdükçe de hem ustalar, hem de atölyelerin sayısı artmış. Ustalar artmış artmasına da bazıları hala isimleriyle anılıyor. Mehmet Usta bunlardan biri.
"Ben Bozburun’da doğdum ve büyüdüm. Babam uzun yıllar süngercilik yaptı. Eskiden köylünün en büyük geçim kaynaklarından biriydi. Bir yandan da balıkçılık ile uğraşırdı. Yani biz hem doğduğumuz köy nedeniyle hem de aileden hep denizle iç içeydik. Ben başka ustaların yanında çalışarak bu işi öğrendim. İlk başlarda küçük işler yapıyorduk. Sonra baktık ki yaptığımız işler beğeniliyor daha büyük işler almaya başladık. Şu anda bu meslekte 10. yılımı doldurmak üzereyim."
Mehmet Usta böyle anlatıyor, tekne ustalığındaki geçmişini. Kendisi 10 yıldır uğraşıyor bu işle ama bölgede 40 yıldır yapılıyor ahşap yat ya da gulet tipi tekneler. Mehmet Usta "Babalarımız gibi bizden sonra bu işi sürdürecek ustalar yetiştiriyoruz" diyor.
Bozburun tekne yapım atölyeleri, sadece Marmaris ya da Bodrum’dan değil, yurt dışından da sipariş alıyorlar. Yunanistan kıyılarında dolaşan ahşap teknelerin bir bölümü de bu tezgahlardan çıkmış. Önümüzdeki yıllarda sayının artacağından söz ediliyor.

 Kıran Gölü 
Loryma (Bozukkale) antik kentinin yakınında bulunan, kışın dolan, yazın kuruyan, 30 metre çapında ufak bir gölcüktür. Çevresindeki diğer antik kentler gibi bu gölcüğün yanında Rodos’a bağlı tarihi bir kentin bulunduğu, günümüze ulaşabilen kalıntılardan anlaşılmaktadır. Kent karadan ulaşılması zor bir mevkide bulunduğundan önce Bozukkale Limanı’na kadar denizden gidilip oradan 2 saat kadar süren bir zorlu yürüyüşle antik alana varılabilir. Henüz kazı yapılmamış olduğundan bölge hakkında doyurucu bilgi bulunmamaktadır.

Hisarönü
Dar ve virajlı bir yol olan ve bir ara epeyce yükselen Marmaris-Datça yolunun en keyifli tarafı, bir yanda Hisarönü, öte yanda Gökova Körfezi’nin ayaklar altına serildiği manzaraya sahip olmasıdır. 
Birazdan aşağı inecek ve birbirinden güzel koylara girme fırsatı bulacaksınız. 
Datça yolunun 22. km’sinden sola, Bozburun yoluna girdiğinizde bir km sonra Hisarönü Köyü’ne çıkacaksınız. Hisarönü, kendi adıyla anılan körfezin uç noktasındadır. Köy, Bozburun yolunun solunda ve  ana yoldan biraz içeridedir. Denizi sığ, kumu kiremit rengi olan Hisarönü, Marmaris’in kalabalığından uzak sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin seçeneklerinden birini oluşturuyor. 
Hisarönü’nün her zaman esintili nemsiz havası ve temiz suyunun astım ve kalp rahatsızlıkları olanlara iyi geldiği biliniyor. Hava esintili ve deniz de çalkantılı olunca, mavi yolculuk tekneleri Hisarönü yerine Orhaniye ve Selimiye’yi tercih ediyorlar. Ya da biraz ötedeki Bencik limanını. Ama esintili hava, rüzgar sörfçülerini çekiyor. Marmaris bölgesinin en iyi rüzgar sörfü alanı burası dense yeridir. 
Hisarönü’nden çevreye tekne turları organize ediliyor. Tekneler İnbükü Koyu’na (Emel Sayın Koyu), Kartal Koyu’na, Tavşan Adası ve Bencik Limanı’na uğruyorlar.
Marmaris bölgesinin üç binicilik alanından biri burada. Köyiçindeki kulüpte at binme öğretildiği gibi, atlı orman ve sahil turları da düzenleniyor. Kulübün yüzme havuzu ve restoranı da var. 
Köyle körfez arasında Eren Dağı üzerindeki Pazarlık (ya da Gavur Pazarı) adı verilen düzlükte Kastabos adlı bir tapınak kentçiğinin kalıntıları göze çarpıyor. Kalıntılar Hemithea tapınağına ait. Antik çağ tarihçisi Sicilyalı Diodoros Apollon tarafından bu bölgeye getirilmiş Molpadia adlı kadına Hemithea (yarı tanrıça) adı altında tapınıldığını ve onun için bir tapınak yapıldığını, tapınağın ününün uzun süre devam ettiğini anlatır.
Kastabos kentçiği Bybassos antik kentine bağlıydı. Bybassos kenti ise tapınağın 1-2 km kuzeyinde, Marmaris-Bozburun yolu ile deniz arasındaki  tepenin üstünde ve yamaçlarında izlenebilir. Tepedeki ortaçağ kalesi iyi durumdadır.

Bördübet Koyu
Marmaris-Datça yolunun 29. km’sinden sağa bir toprak yola gireceksiniz. Bu yol sizi Gökova Körfezi’ne, körfezin eşsiz köşelerinden biri olan Bördübet Koyu’na götürecek. Yolda hemen aracınızı bir kenara çekip denize girmeye davet eden küçük koylar göreceksiniz. Ama bunları geçebilirsiniz. Biraz sabrederseniz çok daha güzel yerlere ulaşacaksınız. Yol 9 km sürüyor. Yolda ilginç trafik işaretleri göreceksiniz: "Radar kontrol max 120 km" yazıyor mesela, siz eğri büğrü yolda 20 km hızla ilerlerken. Sonra U dönüşü yapılamayacağını belirten bir başka işaret. Her kilometrede esprili bir levha ile ilerliyorsunuz. Sonunda da bir tabela "The End". Bördübet Koyu’ndasınız. 
Bördübet Koyu, çevredeki en güzel ve bakir koylardan biri. Sadece bir kamping ve butik otel var. Bu tesisler de çevreye çok duyarlı kişilerce yönetiliyor. 
Kamping yatçılara da servis hizmeti veriyor. Başı sıkışan denizcilere acil yardım için hazırlar. Telsiz kodu: "Amazon" 16. kanal. Günübirlik gidenler de yemek servisinden yararlanabilirler. 
Koy ve çevresi 1. derecede doğal SİT, her türlü yapılaşma yasak. 
Dileriz birileri biryerlerinden delmezler de böyle kalır. Denizden dere gibi bir koy giriyor içerilere, izliyorsunuz gerçekten dere oluyor sonunda. Yatlar biraz içerilere, daha küçük tekneler derenin içlerine kadar girebiliyorlar. Doğal bir liman, fırtınalarda güvenli bir sığınak. 
Çevredeki yamaçlar orman, yürüyüş yapmak isterseniz sadece kuş sesleri duyacağınız patikalara girin.

Marmaris-Datça arasında
Datça yolunun bundan sonraki kısmında yeşillik azalıyor. O kesif çam ormanından çıkılıyor, çevre çıplaklaşıyor. Ama deniz inadına temiz, sahil inadına güzel. 
Yolun Hisarönü Körfezine bakan tarafında çok sayıda tatil sitesi sıralınıyor. Ünlü isimlerin ev sahibi oldukları Aktur tatil sitesi bunlardan biri. Emecik köyünün sahil  kesimindeki yerleşimler de öyle.